Seyit Torun: “Her Şeyi Yapacağım” Diyerek Hiçbir Şeyi Eksiksiz Yapamayan Anlayış Beyannamesi Milletimize Ödenmiştir”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, “Enkaza günlerce ulaşılamadı, belediyelerimizin el konulan yardımlarını ihtiyaç sahiplerine ulaştırmakta geç kalındı. ‘Ben yaparım’ diyerek hiçbir şey yapamayan zihniyet. ,’ milletimize musallat olmuştur.”
CHP Yerel Yönetimler Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, parti merkezinde basın toplantısı düzenledi. Torun dedi ki:
“Kahramanmaraş’ta meydana gelen iki büyük depremin 5. günündeyiz. Hayatını kaybedenlere bir kez daha Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Depremin ilk anından bu yana tüm ekibimizle çalışıyoruz. tam bir seferberlik anlayışıyla, Sayın Genel Liderimizin başkanlığındaki ekipler.
“BÜYÜK BİR FELAKET YAŞIYORUZ VE BU AFETİ DAYANIŞMA İLE AŞMAK İÇİN GÜÇLE ÇALIŞIYORUZ”
Yurdun dört bir yanında belediyelerimiz tüm imkanlarıyla vatandaşımızın yanında. Bugünkü prestiji ile; Tüm belediyelerimiz tarafından bölgeye 3 bin 400 araç ve 7 bin 876 işçi sevk edildi. Yüzlerce arama kurtarma çalışanı, binlerce iş makinesi, itfaiye, ambulans ve sağlık aracıyla elimizden gelen takviyeleri yapmaya çalışıyoruz. insani yardım malzemelerinin taşınması; Bölgelere 1.187 tır, 3 uçak, 1 gemi ve tren vagonu gönderdik. Büyük bir felaket yaşıyoruz ve dayanışma ile bu felaketin üstesinden gelmek için var gücümüzle çalışıyoruz.
HİÇBİR ŞEYİ TAMAMEN YAPAMAYACAĞI ANLAYIŞININ, “HER ŞEYİ YAPACAĞIM” DEMEKLE OLAN ANLAYIŞININ FATURASI MİLLETİMİZE ÖDENMİŞTİR”
Gelinen aşamada, siyasi gücün plansızlık ve beceriksizliğinin ülkemize telafisi mümkün olmayan kayıplar verdiğini üzülerek belirtmek isterim. Günlerce susup içimize atıyoruz her şeyi. Ancak vatandaşlarımızın halini gördükçe onları içeride tutacak gücümüz yok. İlk günden beri ‘AFAD’dan başka uyumlara izin vermeyeceğiz, her şeyi AFAD yapacak’ denildi. Belediyelerimizin ve hayırseverlerimizin arama kurtarma çalışmaları ve yardımları sekteye uğradı. Herkesin bildiği ve gördüğü gibi; AFAD’ın depreme müdahale ve uyum sağlama konusunda yetersiz kaldığı net bir şekilde ortaya çıktı. Günlerce enkazlara ulaşılamadı ve belediyelerimizin el konulan yardımlarının ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasında geç kalındı. ‘Her şeyi yaparım’ diyerek hiçbir şeyi tam yapamayan mutabakat faturası milletimize ödenmiştir. Ek olarak; Geçmişte uzmanların defalarca uyarılarına rağmen Genel Liderimizin dün açıkladığı rapor ortada kalmasına rağmen gerekli hazırlıklar yapılmadı.
“MİLLETİMİZE HESAP VERmesi GEREKMEKTE OLAN DEVLET TEMSİLCİLERİ ŞİMDİ ÇIKARAK BELEDİYELERİMİZE ZARAR VERMEYE BAŞLADI”
Bunların hesabını milletimize vermesi gereken iktidar temsilcileri artık belediyelerimizi suçlamaya başladılar. İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan Süleyman Soylu dün yaptığı açıklamada Hatay Büyükşehir Belediyemizi hedef alarak partizanlığın fitilini ateşledi. Utanmadan ‘belediyemiz cenazelere bile yardım etmiyor’ diyecek kadar vicdanını kaybetmiş.
“DEPREMLE EN BÜYÜK MÜCADELE VEREN, ÇALIŞANLARINI KAYBEDEN, GİZLİ PERSONEL VE AİLESİ YIKAMA ALTINDA KALAN BELEDİYEMİZİ HANGİ HAKKLA İNŞA EDİYORSUNUZ?”
Şimdi sormak istiyoruz: 2016’dan beri Bakansınız. 7 yıldır AFAD size bağlı. Sahte bir deprem tatbikatı dışında, depreme hazırlanmak için hangi adımı attınız? AFAD’ı boşaltan sen değil misin? Tanzanya’ya büyükelçi atadığınız eski AFAD Lideri’ni geri çağırmak zorunda kalan siz değil misiniz? Yaşadığımız bu şokta günlerce enkazlara ulaşamayan siz değil misiniz? Yardıma el koyup geciktiren sen değil misin? Bütün itibarı yerle bir olan sen değil misin? Şimdi siz Hatay Büyükşehir Belediyemizi hangi vicdanla, hangi ahlakla amaç ediniyorsunuz? Depremden en çok etkilenen, çalışanını kaybeden, yüzlerce çalışanı ve aileleri enkaz altında kalan Belediyemizi hangi hakla suçluyorsunuz? Bir adam bunu söylemek için aklını kaçırmış olmalı. Onun için bu çılgın bakanı milletimize havale ediyoruz.
“SİZ NEDEN 2,5 YILDIR AFAD OLARAK TESİS HAZIR OLUP ÇADIR ÜRETMİYORSUNUZ? DEPREM OLACAĞINI BEKLEDİNİZ Mİ?”
AFAD ile ilgili çok önemli bulduğumuz bir konuyu da paylaşmak istiyorum. Bilindiği üzere AFAD; Afet öncesi hazırlık, afet sırasında müdahale ve afet sonrası iyileştirmeden sorumludur. Ülkemiz bir deprem bölgesidir. Bu nedenle AFAD’ın önceden gerekli önlemleri alması gerekirdi. Zati AFAD bu amaçla kurulmuştur. Görevlerinden biri barınma ihtiyacıdır. AFAD olası bir afete karşı gerekli çadır stokunu bulundurmalıdır. Ancak bugün çadırların yetersizliği, hala sokakta yaşayan insanımızın varlığıyla kanıtlanmıştır. Büyük bir afet durumunda AFAD’ın en az 250-300 bin çadır stoğuna sahip olması gerektiği biliniyor. Ancak AFAD’ın 27 Eylül 2019’da yaptığı açıklamaya göre stoktaki çadır sayısı 100 bin bile değil. Burada bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum. Kızılay yıllardır AFAD’ın çadırlarını üretiyor. Ancak AFAD yönetimi, Ağustos 2020’den Aralık 2022’ye kadar yaklaşık 2,5 yıl boyunca Kızılay’dan tek bir çadır almadı. Kızılay’ın Ankara Etimesgut’taki tesisi 2,5 yıl içinde AFAD’a çadır üretmedi. Daha 3 ay önce Kızılay’a 60 bin çadır siparişi verildi. Şimdi sormamız gerekiyor: AFAD olarak hazır tesis varken neden 2,5 yıldır Kızılay’a çadır üretimi yaptırmadınız? Deprem mi bekliyordunuz? Depreme hazırlıksız yakalandınız. Şimdi de Kızılay’a günde 500 çadır ürettirmeye çalışıyorsunuz. Depremden sonra aklınız başınıza geldi mi? AFAD yetkililerine değerli bir soru daha sormak istiyorum. Kısa bir süre önce Kızılay’a değil, ortak bir firmaya çadır ihalesi yaptınız. Bu firmadan bugüne kadar kaç çadır aldınız? Tek bir tane bile almadığınızı biliyoruz. Hangi dolapları çevirdiğinizi tek tek biliyoruz. Şu anda yüzbinlerce vatandaşımız deprem bölgesinde çadır bekliyor. AFAD’ın stoğu yok ve Kızılay’ın üretmesini bekliyor.
“DERİ tuz kokarsa, tuz kokarsa ne yaparsın?”
Bu ihmaller yüzünden yüzbinlerce vatandaşımız sokaklarda, arabalarda yatmaktadır. Canımızı emanet ettiğimiz AFAD’ın gerçek yüzü budur. Konaklama mağduriyetlerinden Kızılay’ın tesisinde 2,5 yıldır üretim yapmayan AFAD yönetimi ve hükümet yetkilileri sorumludur. Atalarımız, ‘Deri tuz kokarsa, tuz kokarsa ne yaparsınız’ dediler. Maalesef AFAD’ın geldiği durum bu.”
