Haber

Diyarbakır’da hasar tespit çalışmalarının yüzde 65’i tamamlandı: Yıkılan 7 binadan 3’ü kaçak

Sevimli ayı

DİYARBAKIR- Maraş merkezli depremlerin yıkıma yol açtığı Diyarbakır’da Diyarbakır İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından yürütülen hasar tespit çalışmalarının yüzde 65’i tamamlandı. 1140 bina ‘ağır hasarlı acilen yıkılacak’ olarak belirlenirken, 1044 bina orta hasarlı, 10 bin 977 bina hafif hasarlı, 32 bin 18 bina ise hasarsız olarak belirlendi. İnşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Mahsun Çiya Korkmaz, depremde yıkılan binalara ait kaçak yapılar ve hasarlı binalar olduğunu belirterek, “Yıkılan binaların çoğu kaçak yapılar, özellikle kaçak yapılar. Bağlar bölgesinde yıkılan 3 binanın yapı ruhsatı bile yok.” hakkında bilgi verdi

‘BARINMA VE YAŞAM HAKKI NEDEN KORUNMADI?’

Depremde yıkılan binaların sorumluluğunun bireye indirgenmesini doğru bulmadıklarını belirten Korkmaz, inşaatta kontrol mekanizmalarının değerli olduğunu belirtti. Yıkılan 7 binadan 3’ünün kaçak olduğunu söyleyen Korkmaz, “Yani sorumluluğu tamamen müteahhide yükleyip, müteahhit projeye uymadı, projeden çıkardı diyerek işin içinden çıkamayız. Bir bina yapılırken kontrol mekanizmaları vardır. Son yapılan binalarda, yapı denetimden önce belediyelerin kontrolündeydi. Şimdi yapı ruhsatı dahi olmayan bir yere yapı yapıldı. Orada barınma ihtiyacı karşılandı diyebilirler ama bizim de savunduğumuz barınma hakkı ve yaşam hakkı neden korunmadı? söz konusu.

Mahsun Ciya Korkmaz

‘KAÇAK YAPILAR HAKKINDA HİÇBİR İŞLEM BAŞLAMADI’

Kaçak yapıların malum olduğunu söyleyen Korkmaz, yetkililerin herhangi bir işlem yapmadığını, kaçak yapıların kesinlikle sermaye sahiplerine açıldığını sözlerine ekledi. Korkmaz, “Evet o binalar eski binalardı, muhtemelen yıpranmış binalardı. Yetkililer süreci neden başlatmadı? Özellikle belediyeye kayyum atanmasından sonra kaçak yapılaşmanın önü daha çok açıldı. Bilhassa bu kaçak yapı sermaye sınıfına açıldı. 80’li ve 90’lı yıllarda köyden kente göç ettirilenlerin barınma ihtiyaçlarını karşılamak için yapılan kaçak yapılar olduğu gibi ticari amaçlı yapılan yapılar da var. Oteller, iş merkezleri veya projeler beş katlı ama 6-7 katlı binalar. Peki binalara ne oluyor? Bir kere imar affıyla ilgili garanti verdiniz mi, insanlar neden projeyi takip etsinler” diye imar affına tepki gösterdi.

‘BU AKILDAN VE BİLİNÇTEN UZAK’

Devletin orta hasarlı binalarda yaşayanlara daha fazla mağduriyet yaşatmaması gerektiğini ve bu güçlendirmenin devletin sorumluluğunda olduğunu söyleyen IMO Diyarbakır Eş Başkanı Korkmaz, yaklaşık 60 bin kişinin etkilendiğini belirterek, “Orta hasarlı binalar Güçlendirme ile kurtarılabilir ama ağır hasarlı binalarda güçlendirme maliyeti çok yüksek olduğu için yıkılmaları gerekir” diyen “Devletin güçlendirme kredisi adı altında ‘al ve düzelt’ diyerek insanlara verdiği düşük faizli kredileri kabul etmiyoruz. senin evin’. Bu binaların devlet tarafından onarılması gerekiyor çünkü siz izin verdiniz” diyen Demir, orta derecede hasarlı binalara da devletin yapı kullanma izni verdiğini sözlerine ekledi. Bütün mağduriyetleri bu kişilerin sırtına yüklemek akıl ve vicdandan uzaktır. insanlar.”

Korkmaz, “Orta hasarlı yapıda devlet bir yıllık süre veriyor. Bir yıl içinde güçlendirme yapılmaz ise yıl sonunda ağır hasar görür ve devlet çöker” uyarısında bulundu.

İNSANLAR NE ZAMAN EVLERİNE GİDEBİLİR?

Sokakta kalanların evlerine taşınması konusunda ‘orta ve ağır hasarlı evlere gitmeyin’ uyarısında bulunan Korkmaz, “Biz sadece hafif hasarlı bina dediğimiz binalarda depremin etkilerini inceledik. Bu gözden geçirme süresi bir günlük bir süreç değil, uzun dönemli bir süreçtir. Binanın sağlamlığı hakkında detaylı inceleme yapılmalı ve numuneler alınmalıdır. Numune ile yapının gerçek durumu ortaya çıkar. Kolon veya kirişte depremden dolayı çatlaklar ararız. Binaların kendilerinin yıpranmasından kaynaklanan hasarlar da vardır. Bu nedenle hafif hasarlı dediğimiz binalar depremin verdiği hasarın düşük olduğunu göstermektedir. Hiçbir insanımıza evine git ya da gitme diyemeyiz. Artçı sarsıntılar devam ediyor diye riske girmeyin diyoruz. Çünkü binanın gerçek durumunu hala bilmiyoruz” dedi.

‘BODRUMDA SU OLAN BİNALARA DİKKAT ETMELİYİZ’

Sulanan binalar için de uyarıda bulunan Korkmaz, Diyarbakır’da birden fazla binaya su verildiğini ve insanların ayda bir kez oturdukları binayı sıkı bir şekilde kontrol etmesi gerektiğini söyledi. Korkmaz, “Bina sahipleri aylık olarak binalarını kontrol etmeli ve varsa sularını tahliye etmelidir” dedi. Korkmaz, otoparklar konusunda da uyarılarda bulunarak, “Diyarbakır’da yapılan binaların bodrumları sığınak olarak kullanılıyor ama ilgili idareler otopark olarak kullanıyor. Otoparklar acilen kapatılmalıdır. Projede barınak olarak kullanılmış ancak ruhsatlı ve otopark olarak kullanılmış yerler var. Projesi yok ama belediye işletme ruhsatı vermiş. Kaçak bir kısma işletme ruhsatı verilmiş. Düdüğün çıkarılması gerekiyor. Genel olarak riskli bir durum. Su oksidasyonla demiri çözer ve betonu çürütür. Bu sistemin kaldırılması gerekiyor” dedi.

“CONTEINER CITY’Yİ STK OLARAK DÜŞÜNÜYORUZ”

84 sivil toplum kuruluşunun yer aldığı Kenti Koruma ve Dayanışma Platformu bünyesinde yer aldıklarını belirten Korkmaz, “Platform olarak konteyner kent yapmayı planlıyoruz. Neleri daha iyi yapabileceğimizi konuşuyoruz. Bu süreçte insanların binalarına deprem analizi yaptırmasını doğru bulmuyoruz. Evinizi güçlendirmek için çıkan firmalara güvenmeyin. Lisanssız laboratuvar firmalarına da güvenmemeliler. Bunu İnşaat Mühendisleri Odası ile görüşebilirler” diye davet etti.

duraganajans.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort