Haber

‘Hakem’ Arafat’tan ‘kadavra’ Abbas’a: Filistin’deki liderlik sorunu nasıl çözülecek?

İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları dördüncü yılına girerken öldürülen Filistinlilerin sayısı 27 bini aştı. Gazze’de 7 Ekim’den sonra ikinci bir “geçici ateşkes” dönemi için müzakereler devam ederken, Hamas’ın rehine takası anlaşması kapsamında Filistin liderinin serbest bırakılması konusunda ısrar ettiği belirtiliyor.

Bu isimler arasında 2002 yılından bu yana İsrail hapishanelerinde tutulan Mervan Barguti de yer alıyor. İsrail basını, Hamas’ın anlaşma karşılığında İsrail hapishanelerindeki üç önemli ismin serbest bırakılmasını istediğini yazıyor. Bu isimler arasında yaklaşık 22 yıldır cezaevinde bulunan Mervan Barguti, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nden Ahmed Sedat ve Hamas’ın askeri personelinden Abdullah Barguti yer alıyor.

Gazete Duvarı yazarı Fehim Taştekin, Filistin’de güçlü bir liderliğin Mervan Barguti etrafında şekillenebileceğini belirtiyor. Hasan Tahravi ise 64 yaşındaki Barguti’nin ‘popüler bir isim’ olduğuna dikkat çekiyor. Fehim Taştekin, Hasan Tahravi ve Erhan Keleşoğlu ile Filistin’deki liderlik sorununu konuştuk.

Fehim Taştekin

‘OSLO ANLAŞMASI FETHİN SONLANDIRILMA SÜRECİNİ BAŞLATTI’

Taştekin, Oslo Mutabakatı ile ‘Filistin davasının bağlamından koptuğu’nu ifade etti. “Oslo Mutabakatı El Fetih’in sona ermesi sürecini başlattı” diyen Taştekin, “Arafat imzacı olarak Filistinlilerin gözünde liderlik vasfını kaybetmiştir.” El Fetih’in bir diğer sorununun da ‘yolsuzluk’ olduğunu belirten Taştekin, şöyle devam etti: “Fetih yönetimindeki Filistin yönetimi, bir noktadan sonra İsrail’in çıkarlarını gözetmek zorunda olan bağımlı bir yapının koruyucusu haline geldi.”

Oslo Anlaşmaları, Norveç’in başkenti Oslo’da dönemin İsrail başbakanı Yitzhak Rabin ile dönemin FKÖ lideri Arafat arasında yapılan görüşmelerin ardından 13 Eylül 1993’te ABD’nin başkenti Washington’da imzalandı.

‘FİLİSTİN YÖNETİMİ TOPRAKIN BÖLÜNMESİNİ ENGELEYEMEDİ’

İkinci İntifada sırasında Hamas’la birlikte İslamcı grupların da “inisiyatifi ele geçirmeye başladığını” belirten Taştekin, “İkinci İntifada Hamas ve diğer İslamcı güçlerin yeşerdiği bir aşamaya dönüştü. Sonuçta Filistin yönetimi Filistin yönetiminin bölünmesini engelleyemedi. Arafat’ın yokluğunda Filistin” dedi.

“Fetih’in liderliğini kaybetmesiyle İslamcılara alan açıldı. “Bu, en başta İsrail’in çıkarına olan bir durumdu” diyen Taştekin, şöyle devam etti:

“Önce Hamas 2006 seçimlerini kazandı ama iktidara gelmesine izin verilmedi. Bu olay Filistin örgütleri arasındaki düşmanlığı alevlendirdi. Daha sonra iki taraf anlaşamadı. Bu süreçte İsrail çok makul bir şekilde potansiyel Filistinli liderleri gözaltına aldı. .”

‘ABBAS PASİF VE ETKİSİZ BİR LİDER PROFİLİ ÇİZİYOR’

Fehim Taştekin, Filistin Yönetimi’nin mevcut başkanı Mahmud Abbas’ın liderliğini şu sözlerle anlattı: “Abbas, Batı’nın yardımı, İsrail’le yapılan barış anlaşmasının korunması gibi faktörlere güvenerek olabildiğince pasif ve etkisiz bir lider profili çizdi. ve finansörlerle ilişkilerin sürdürülmesi. İsrail’in en çok istediği şey buydu. “İsrail hiçbir anlaşmaya uymadan işgali sürekli genişletirken, Abbas liderliğindeki Filistin yönetimi bu durumu tersine çevirecek veya ‘dur’ diyecek bir direniş oluşturamadı.”

Yaser Arafat’ın ölümünün ardından Filistin’de liderliği üstlenen Mahmud Abbas’ın, ‘aslında statükonun liderliğini devraldığını’ belirten Taştekin, şöyle konuştu: “Filistin’deki sorunları çözmeden statükoya öncülük etmek, bütün düzeni yok eden bir eylemdi. Bu, İslamcıların yerdeki boşluğu doldurduğu bir sonraki aşamaya geçmemizi sağladı.”

‘ABBAS’IN REKTÖRÜ İYİLEŞME SÜRECİNİ YÖNETECEK DURUMDA DEĞİL’

İsrail tarafından 2002 yılında Ramallah’ta gözaltına alınan ve 5 kez ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Mervan Barguti’nin de bu süreçte cumhurbaşkanı olarak öne çıkabileceğini belirten Taştekin, şöyle konuştu: “Mahmud Abbas, Mısır’ın gözünde siyasi bir kadavradan başka bir şey ifade etmiyor. Filistinliler. Yerine gelecek kişi de hapiste ve İsrail, Barguti’nin gitmesine izin vermiyor. Çünkü İsrail’in en önemli önceliği Filistin Kurtuluş Örgütü’nü işlevsiz, içeriksiz ve lidersiz bırakmaktır” dedi.

Filistin’deki liderlik sorununun Abbas’la çözülemeyeceğine işaret eden Taştekin, “Abbas’ın kalibresi artık buna yetmiyor. Onun sicili iyileşme sürecini yönetecek kadar iyi değil. Barguti bu işi yapabilir. Ama İsrail stratejik olarak bu isimleri hapishanelerde tutuyor” diye devam etti.

‘KÖRFEZ ÜLKELERİ DAHLAN’A HAREKETE GEÇTİ’

Filistin sorununun çözümü için Körfez ülkelerinin Barguti’nin yanı sıra Muhammed Dahlan ismini de öne sürdüğünü belirten Taştekin, “Filistin’den uzak durmuş biri olarak Dahlan pek popüler bir isim değil. “Filistin grupları Dahlan’ı kabul etmiyor,” dedi ve İsrail ve Batı’nın Gazze’deki Hamas liderliğini kabul etmediğini hatırlattı:

“Ancak artık Amerikalılar bu meselenin Filistin yönetimini biraz canlandırmak dışında başka çaresi olmadığını anladılar. ABD’nin bunu kabul etmesi için İsrail’e baskı yapması gerekiyor. Abbas artık İsrail’in çizdiği çerçevenin dışına çıkamayacak kadar zayıf bir lider. “Öte yandan Abbas’ın Gazze’ye hakim olma teklifi bile Amerikalılardan geldi.”

Hasan Tahravi

Taştekin son olarak Filistin’de Barguti etrafında güçlü bir liderliğin oluşabileceğini ifade ederek, “Filistinlilerin kendisi karar verirse bir sonuç olabilir ama Filistinlilerin kendi kararlarını vermesine izin verilmiyor.”

‘ARAFAT FİLİSTİN DEVLETİNİ HAYALİNDEKİ GİBİ KURAMADI’

Yaser Arafat’ın Filistin halkının ‘sembolik adı’ olarak öne çıktığını söyleyen Filistinli gazeteci Hasan Tahravi, “Filistin davasında silahlı mücadeleyi başlatan kişi olarak Arafat’ın Filistin halkının gözünde özel bir yeri vardır. ” Arafat’ın başlangıçta “Filistin çabalarının Filistin halkını ancak kendi çabalarıyla bir yere getirebileceği” düşüncesiyle hareket ettiğini ve ‘başarılı’ olduğunu söyleyen Tahravi, Arafat’ın Oslo Anlaşması ile konuşulmaya başlandığını ifade ederek şöyle devam etti: “Arafat hayal ettiği gibi bir adam.” “Filistin devlet kuramadı.”

Mahmud Abbas’ın ‘direniş kültürüne karşı çıkan bir lider’ olduğunu belirten Tahravi, Filistin liderliği adına cezaevinde bulunan Marvan Barguti’ye işaret etti: “Bütün Filistinlilerin sevdiği ve hayran olduğu bir lider olan Barguti’nin yanı sıra Ahmed Sedat da, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nden “Liderlikte ikinci isim olarak da anılabilir.”

Erhan Keleşoğlu

‘ARAFAT UZUN VADELİ STRATEJİ OLUŞTURMADA BAŞARILI OLMADI’

Akademisyen-yazar Erhan Keleşoğlu, “Yaser Arafat pragmatist ve milliyetçi bir siyasetçiydi. Farklı gruplar üzerinde hakemlik yapan bir isimdi. Arafat’ın ölümünden sonra da Filistin’in parçalı yapısı devam etti.” uzun vadeli bir strateji oluşturmak.” Başarılı bir lider olmadığını belirtti. Arafat’ın imzaladığı Oslo Mutabakatı’yla Filistin hareketinin zayıflatıldığını belirten Keleşoğlu, şöyle devam etti:

“Bu parçalanma, Hamas’ın 2007’de Gazze’de iktidarı ele geçirmesiyle fiziki olarak pekişti. Filistin siyasetinde iki farklı coğrafyada iki farklı yapı oluştu.”

‘FİLİSTİN’DE ORTAK İRADEYE İHTİYAÇ VAR’

Parçalı yapısıyla Filistinlileri tek çatı altında birleştirebilecek bir liderliğin ilke ve stratejilere odaklanılmasıyla sağlanabileceğini belirten Keleşoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Filistin halkının kendi temsilcilerini oluşturarak kolektif bir irade ortaya koyma konusunda birliğe ihtiyacı var. Bunun işaretleri cezaevlerinde ortaya çıktı. Birlik hükümeti oluşturmak için.” “Girişimler oldu. Tabii burada Mervan Barguti gibi Filistinli başkanların, karizmatik başkanların da etkisi olduğunu da söylemek lazım. Filistin’in şu anda ihtiyacı olan şey, kolektif bir liderliğin gelişmesidir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu