İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi’nde skandal bitmiyor. İzmir Şehir Hastanesi’nde yemekte ‘ekmek içinde soğan’ skandalı yaşandı.
İzmir Şehir Hastanesi’nin hasta kabulüne başladığı günden itibaren en büyük sıkıntılarından birinin yemek hizmetleri olduğunu belirten Birlik Sıhhat Sen Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Doğruyol, “Personel yemekhaneleri çalışma alanlarına uzak, yemekhane sayısı yetersiz. Personel yemek kuyruğunda dakikalarca beklemek zorunda kalıyor ve personel de dakikalarca beklemek zorunda kalıyor.” “Yemek yemeden görev yerine dönmesinin sebebine, eksik ya da yetersiz yemekler de eklendi” dedi. Doğruyol, “Hastanelerdeki yemek hizmetleri aslında başlı başına bir sorun. Devlet hastanelerindeki yemeklerin kalitesi oldukça düşük ve yetersiz olduğundan yani doyurucu olmadığından birçok sağlık çalışanı yemeklerini dışarıdan yiyor. Hatta bazı çalışanlarımız yemeklerini evlerinden beslenme çantalarıyla getiriyor. Yemek sorununu çözmenin tek yolu hastanelerdeki mutfaklarda yemek pişirmektir. Tıpkı eski yıllardaki gibi
Hastanede servis edilen yemeklerin daha sağlıklı, steril ortamlarda, doyurucu ve sıcak hazırlanmasını sağlayacaktır. Yıllar önce yemek hizmetleri özelleştirilirken özelleştirmenin yanlış olacağını defalarca dile getirdik ama ne yazık ki kimse dinlemedi. Hemen herkes özelleştirmenin yanlış olduğunu söylese de maalesef bugün hem çalışanlarımız hem de yataklı tedavi hizmeti alan hastalarımız sağlıklı ve doyurucu yemek yiyemiyor.
“İzmir şehir hastanesinde dün yaşanan yemek sorunu, tüm sağlık kurumlarında yaşanan sorunun sadece bir örneğidir.”
Bu nasıl bir vicdandır?
“Bir maruldan 20 salata yapıp, kahvaltıda 3 zeytin, 1 reçel vererek işçilere salata verdik demek, 24 saat kesintisiz hizmet veren sağlık çalışanlarına yemek hizmeti verdiğimiz anlamına gelmez.
İzmir şehir hastanesinde dün sabaha kadar nöbetçi olan çalışana, lavaşın ortasında tam anlamıyla soğan vererek eksik yemek vermek ne kadar insani? Peki vicdani değil mi? Gıda hizmetleri bir an önce millileştirilmeli ve hastanelerde yemeklerin halk tarafından sunulması sağlanmalıdır. Hastanelerde yeterli kontrol altında yapıldığına inanmadığımız için ne yediğimizi tam anlamıyla bilmiyoruz.” (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)
